Japonya’nın yeni başbakanı göreve geldikten sonra piyasalara daha rahat ve esnek bir üslupla yaklaşarak Nikkei borsasının toparlanmasına destek sağlıyor. Bu yaklaşım, özellikle iç ekonomik koşulları ve ABD-Japonya arasındaki karmaşık siyasi ve ekonomik ilişkileri göz önünde bulunduran bir tavır olarak öne çıkıyor. Japonya’daki liderlerin geçmişte zaman zaman sert açıklamalar yapmalarına rağmen, kurumlar ve politika belirleyiciler iç dinamikleri ve küresel dengeleri gözeterek daha pragmatik adımlar atmak zorundalar.

ABD ekonomisinin güçlü görünümü de Japonya üzerinde büyük bir etkiye sahip. Fed’in faiz indirimi beklentileri azalırken, dolar/yen paritesinin 150 seviyesini aşıp aşamayacağı veya 155 puana kadar çıkıp çıkamayacağı piyasalarda dikkatle izleniyor. Mizuho Bank’ın Japonya’nın faiz artırım döngüsünde ABD ekonomisini en önemli faktör olarak nitelemesi de bu bağımlılığı doğrulayan bir değerlendirme. Yeni başbakanın faiz artırımlarına sıcak bakmadığını belirttiği son açıklamalarıyla Japonya Merkez Bankası’nın daha temkinli bir duruş sergileyeceği anlaşılıyor. Bu noktada Japonya’daki kurumların liderlerden daha esnek ve gerçekçi davrandığını söylemek yanlış olmaz. Ancak, Japonya Merkez Bankası’nın Aralık ayında yapılacak toplantısına kadar belirsizlik bir süre daha devam edecek gibi görünüyor.

Bu uyum dalgasının ardındaki asıl nedenin, piyasada likidite eksikliğini gidermek olduğuna inanıyorum. Son dönemlerde ABD’deki hisse senedi ve döviz piyasalarında artan risk iştahı, likiditenin hızlıca zayıflayabileceğine işaret ediyor. Hacimdeki düşüş ve fiyat farklılıklarının sürdürülebilirliği de zorlaşıyor; dolayısıyla piyasada kırılganlık artıyor. Diğer yandan, Ortadoğu’daki gelişmelerin piyasaya etkisi de oldukça kritik. İran’ın İsrail’e yönelik son saldırısı, bölgedeki tansiyonu tırmandırarak piyasada endişe ve paniğe yol açtı. Bu gibi jeopolitik gerilimler, yatırımcıların daha temkinli bir yaklaşım benimsemesini gerektiriyor.

Özetle, küresel ve yerel faktörlerin bir arada şekillendirdiği bu hassas ekonomik ortamda, Japonya gibi ülkelerin kendi iç politikaları kadar uluslararası ilişkilerin getirdiği risk ve belirsizliklere de uyum sağlaması önem taşıyor. Bu noktada, liderlerin ve kurumların hem likidite dengesini hem de piyasa istikrarını sağlama konusundaki kararları, yatırımcılar için temel göstergeler olmaya devam edecek.

Oku: “Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kripto Kararlarının Yapay Zeka Destekli Açıklama ve Örnekleri

Uyarı: Bu bültende yer alan her türlü bilgi, veri ile haberin doğruluğunu ve yeterli olduğunu garanti etmemektedir. Eksik bilgi, güncelleme ve herhangi hatalı bilgi de ortaya çıkabilecek zararlardan sorumluluk kabul etmemektedir. Bültendeki bilgiler hiçbir şekil ve surette ön ihtar ve/veya ön ihbara gerek kalmaksızın değiştirebilir ya da yayından kaldırabilir. Kripto para piyasaları hakkında genel bir bilgi vermek amacıyla hazırlanan bu bültendeki veri ve bilgiler hiçbir şekilde bu bültenin herhangi bir taahhüdünü kapsamamakla beraber tüzel/gerçek kişiler tarafından alınacak karar ve riskler bu kişilere ait olacaktır. Bültende yer alan analizlerin hiçbir surette yeterliliği ve doğruluğu garanti edilmemektedir. Oluşabilecek zarardan da sorumlu olmamakla beraber oluşabilecek herhangi bir zarar talep edilemez. Bülten’de yer alan yazılar asla yatırım tavsiyesi niteliğinde değildir. Sadece piyasalara ilişkin genel bir bilgi ve yorum içerir. Bültendeki yazıları izin almadan kullanmak, saklamak, kopyasını üretmek, görüntülemek, düzenlemek veya dağıtmak yasaktır.